22 Mart 2011 Salı

Fikret Hakan ve Semir Aslanyürek'le Sinema ve Yaşama Dair...

Bugün İstanbul Arel Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından düzenlenen söyleşide Türk sinemasının usta yönetmenlerinden Semir Aslanyürek ile duayen oyuncu Fikret Hakan konuk oldular.
Fikret Hakan, "Ailenizin varlığını, zenginliği, her şeyinizi kaybedebilirsiniz ama merakınızı kaybetmeyiniz." uyarısında bulundu. Dünyadaki olumlu tek oburluğun merak olduğunu söyleyen Hakan, "ben çok yakışıklıyım, güzelim" diyerek sinema sanatının içinde bulunulamayacağı gerçeğini hatırlattı. "Zorluklara dayanma gücünüz yoksa iyi bir tiyatro/sinema izleyicisi olun. Bu da bir erdemdir." diyerek; hobi sahibi olmanın önemini vurguladı. Çevremizdeki kalabalık arkadaş grubunun, insanların bizi terk etmeye başladıkları dönemde en iyi arkadaşımızın hobimiz olacağını ifade etti. Sinemacı olmayı mazoşistliğe benzeten sanatçı, ekip bulmak için, sansürle mücadele için bir dizi emek verdikten sonra, ortaya çıkan ürüne bakıp da "Bu kadar emeğe değer miydi?" diyenin; yani yapıtı ilk eleştirenin yine kendimiz olacağını sözlerine ekledi. Büyük hayaller kurup, çok azına razı olmamız gerektiğini belirten Hakan, bir şiirle noktaladı sözerini:
"De ki,
Yalnızlıktır aslolan,
Sen ceninken, annen bile dışındaydı."
Yönetmen Semir Aslanyürek, kendisine eleştirel tutumu nedeniyle "deli" dediklerini anlattı nüktedan bir biçimde. Düşünmenin önemini vurgulayarak "Ben de düşünemedim. Ama düşünmeyi denedim. İyi anlamda felç oldum. korkmayın, siz de deneyin." dedi. Heykeltıraş olduğunu da vurgulayan Aslanyürek "Neden taş yontar gibi film yapamıyorum?" diye serzenişte bulunduğunu söyleyerek; "Neden biliyor musunuz?" diye sordu. Yanıtı çarpıcıydı: "Özgürleşmek için. Paradan kurtulmak için. Paranın olduğu yerde vicdan olmaz. Yani vicdanı konuşturmaz para!"
Potemkin Zırhlısı adlı sesiz filmin bir şaheser olduğunu ifade eden Aslanyürek, günümüzde teknolojiye atfedilen olağanüstü değeri de şu sözlerle eleştirdi: "Demek ki teknoloji ile değil, kafayla oluyor işler. Teknoloji ile insanları bir kez şaşırtırsınız. Avatar gibi filmlerin yarattığı şaşkınlık biter, unutulurlar. İnsanları düşünceyle, aşkla şaşırtın. Kalıcı olursunuz."