6 Mart 2012 Salı

CİNSİYETÇİ MEDYADA KADIN OLMAK

Nevsada / Ocak-Şubat 2012, Sayı: 1

Medyada kadın çalışan olmak zor. Kadın olarak habere, köşe yazısına, reklama kısacası medya metinlerine konu olmak da zor. Medyanın, bilinen bir deyimle, yaptığı her köftenin maydanozu artık kadın. Televizyon ekranlarında, gazete sayfalarında, internet sitelerinde haberden spora, spordan dizilere, dizilerden reklamlara kadar her şeyde kadının cinselliğine dayalı bir süsleme var. Çoğu zaman üzerinde bile durmadığımız, farkına bile varmadığımız, kanıksadığımız cinsiyetçi söyleme göz atalım bu yazıda.  
Maskülen Medya Dili: Arka Sayfa Güzeli
Kadın habere konu olduğunda erkek egemen söylem kendini hemen belli ediyor.
Hepimizin bildiği bir kadın var hemen hemen tüm ulusal gazetelerimizde: Arka sayfa güzeli… Kadın bedenini metalaştıran, kadını sadece güzellikle özdeşleştiren bu ifadeyi artık hepimiz kanıksadık. En “ciddi” olarak adlandırdığımız gazeteler bile “moda sayfası” adı altında arka sayfayı çoğu kez güzel, zayıf ve mümkünse çıplak kadınlara ayırıyor.

Mecliste Derin Dekolte
Siyasi haberler söz konusu olduğunda durum değişmiyor. Habere konu olan kişi kadınsa, haber “başka türlü” kotarılıyor. Siyasi seçimlerin öncesinde, aday eğer bir kadınsa haberin merkezine "anne oluşu" ve "iyi bir ev hanımı oluşu" gibi kadına özgü özellikleri oturtuluyor. Planları, vaatleri, siyasi ve toplumsal mesajları görmezden geliniyor. Oysa aday erkekse iş yaşamı, hedefleri ve başarıları gündeme getiriliyor.

Eh bir de kadın siyasetçi güzelse, hemen “mecliste derin dekolte” başlıkları, iki kadın siyasetçinin aynı renk ayakkabı giyerek “pişti oldukları gibi içi boş, magazinel siyaset haberleri gözümüze çarpıyor. İşin aslı, herhangi bir mesleği yapan, habere konu olan kişi "kadın" olduğunda medyada mutlaka sıfat olarak karşımıza çıkıyor. Teröristin de kadın olanı “3’ü kadın bilmem kaç terörist” olarak haberleştiriliyor.

Tecavüzün Cinsiyeti
Kadına yönelik sorunlu dilin kullanıldığı diğer bir haber türü tecavüz haberleri. Özellikle muhafazakar sistemlerde seks ve çıplaklığı gösterebilmek adına ruhsat gibi kullanılıyor bu haberler. Mağdurun kimliği deşifre edilip, suçlu korunuyor.

“Erkek Gibi” Oynayalım
Sporun medya dili de tahmin edeceğiniz gibi “erkekçe”. “Türk gencin başarısı” başlıklı bir haber mi gördünüz? Biliniz ki “o genç” bir erkek. Çünkü başarı kadınınsa cinsiyete dair bir ifade mutlaka eklemleniveriyor haber metnine: İşte karşınızda “Türk kızı”, “filenin sultanları”, “potanın melekleri”!

Boşuna değil “büyük” spor yorumcularının, sporu özellikle de futbolu erkek tekelinde görmeleri… En popülerleri “kız takımı gibi oynuyorlar” demekten; “Fenerbahce Sevilla’yı elerse bikini giyerim” diye iddialaşmaktan geri durmuyor.

Reklamlarda Kadın Temsili
Haberler kadar cinsiyetçi bir başka medya metini de kuşkusuz reklamlar.  Deterjan reklamları kadına biçilen ev içi rollerin bir yansıması adeta… Birbirleriyle çamaşır beyazlatmada yarıştırılan kadınlar mı ararsınız, kurtarıcı olarak sunulan teknolojik erkek reklam kahramanları mı? Mesaj ise hep kadınlara yönelik: “Hanımlar, iki çitileyin çamaşırlar tertemiz olsun!”, “Ayşe teyzeden ders alın”, zarif elleriniz bulaşıkla zarar görmesin!

Üstelik daha küçücük yaşta alışıyoruz medyanın dayattığı kadın rollerine. Bir çikolata reklamında 3-5 yaşlarında bir erkek çocuğun evcilik oyunu oynarken, oyundaki karısına “bugün ne yemek yaptın?” diye sorması; aynı yaşlardaki bir kız çocuğun da “dışarıdan söyleyelim” diyerek çikolata sipariş vermesi hepimize sevimli geliyor. Erkeğin para kazanması, kadının ise yemek yapmak gibi ev işlerini üstlenmesi gerektiğini gülerek onaylıyoruz adeta.


Babıâli’de Topuk Tıkırtıları
Günümüzde basın için bir merkez kabul edilen “Babıâli” artık tarih oldu. Gazetecilik plazalardan yapılan bir mesleğe dönüştü. Ama Azize Bergin’in “Babıâli’de Topuk Tıkırtıları” adlı kitabında etkileyici bir uslüp ve ironik bir anlatı ile dile getirdiği medyada kadın çalışan olmaya dair sorunlar da halen devam ediyor.

Medyada Çalışan Kadın Olmak
"Medyada erkek olmak"tan öyle ya da böyle farklı bir "olmak" hali, medyada çalışan kadın olmak.
"Regl dönemleri sorunlu oluyor" ya da "Hamile kalır, işi yarıda bırakır" düşüncesiyle işe dahi alınmamaktır. Sırf bu gerekçelerle, bir işe erkek elemanla aynı anda başvurduğunda, daha ilk dakikadan bir sıfır yenik duruma düşmektir.
Fiziksel ve sözel tacizlere aldırmadan işinizi yapmanız gerekir sonra...
Cinsel haz "nesne"si olarak görülmek; "özne"liğini ispat etmek zorunda olmaktır, medyada çalışan kadın olmak...
Hemcinslerinin bile "kadın estetik gözüküyor diye haberde, reklamda çıplak kullandık!" demesine isyan etmektir.
Yaptığı işle değil giydiği kıyafetle, saçının rengi ile anılmaktır.
Hep daha çok çalışmak, hep daha fazla enerji tüketmek zorunda kalmaktır.
"İçi boş", "lay lay" konularla ilgili yazması beklenmek, ciddi meselelerden uzaklaştırılmaktır.
Genç ve güzelken ekranların yüzü olup, medyamızdaki “anchorman”lerin aksine çoğu kez yaşlanınca gözden düşmektir.
Bir televizyon kanalı, bir başka kanaldan biriyle evlendiğinde “Falanca kanaldan kız aldık” başlıklarıyla anılmaktır. Bir tarafın aldığı, bir tarafın verdiği bir nesne gibi görülmektir.
Velhasıl zordur medyada hem kadın çalışan, hem de kadın olarak konu olmak...

Kaynakça
Aydoğan, Hatice, Medyada Kadın, Ceylan Yayıncılık, İstanbul, 2004.
Bergin, Azize, “Babıâli’de topuk Tıkırtıları”, Epsilon, İstanbul, 2004.
Gökulu, Gökhan, “Kramponlu Mehmetçikler- Medya’da Futbol Haberlerinin Sunumunda Fanatizm ve Milliyetçilik”, Cogito, Sayı: 53,  YKY, İstanbul, Kış 2007.